"Daha büyük bir derinliğe sahip insanlar tam da kendileri yaşamdan dolayı acı çektikleri, ama acının zehirli iğnesini kendilerine batıracak güce sahip olmadıkları ve kendi varoluşlarını metafizik olarak anladıkları için her zaman hayvanlara karşı merhametli olmuşlardır; hakikaketen de anlamsız bir acı çekişi görmek derin bir incinme yaratır. (...) Bir hayvan gibi yaşamak, açlığın ve arzuların kulu olmak ve buna rağmen bu yaşamın doğasına ilişkin hiçbir kavrayışa varamamak gerçekten de ağır bir cezadır ve içini kemiren bir eziyet tarafından çöllerde sürüklenen, nadiren tatmin olan ve üstelik de bunun diğer hayvanlarla girişeceği leş parçalama mücadelesi boyunca ya da mide bulandırıcı bir açgözlülük veya tıka basa doymaktan ötürü şiddetli bir acıya dönüşen bir av hayvanının kaderinden daha kötü bir kader düşünemeyiz. Daha üstün bir ödül olmaksızın yaşama böylesine körce ve çılgınca yapışmak, kişinin cezalandırıldığını ve niçin bu şekilde cezalandırıldığını hiç bilememek, bunun yerine sanki bir mutlulukmuş gibi korkunç bir arzunun anlamsızlığıyla tam da bu cezalandırmaya susamak - işte hayvan olmanın anlamı budur. (...) Ama şu hususu dikkatlice değerlendirin: Hayvan nerede biter, insan nerede başlar?" (Friedrich Nietzsche, "Eğitimci Olarak Schopenhauer", Say Yayınları, 2. Baskı, s.48. Noktalamayı ve yazımdaki bir yanlışı kendimce düzelttim.)
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın eserlerini okumaya devam ediyorum. Bu seferki durağım “Şık”. Gürpınar bu eseri henüz 23 yaşındayken yazar. Eseri o zamanki saygın yayıncılardan ve yazarlardan olan Ahmet Mithat Efendi’ye gönderir. Tercüman-ı Hakikat gazetesinin hem başyazarı hem de sahibi olan Ahmet Mithat Efendi, elindeki bu yarım eserin sahibini merak eder. Tanışmak için davet gönderir bu genç yazara. Tanışınca yarım kalan kısmı tamamlaması şartıyla romanı gazetede tefrika edeceğine dair söz verir. Hüseyin Rahmi geri kalan kısmı da tamamlayınca “Şık” 1888’de Tercüman-ı Hakikat’te tefrika edilmeye başlanır. Bir yıl sonra ise kitaplaşır. Yukarıdaki bilgileri ve daha fazlasını Erkan Irmak sayesinde öğrendim. Erkan Irmak “Şık”a gayet ayrıntılı ve verimli bir hazırlıkla giriş yapmamızı sağlıyor. Aynı zamanda Irmak “Sunuş” yazısında “Şık”taki karakterleri dönemin ilgiyle okunan yazarların vücut verdiği karakterlerle de karşılaştırıp romana daha geniş bir manzaradan bakma imkânı sunuyor. “Şık
Yorumlar
Yorum Gönder